Atarlıyım bu sıralar. Neye olacak bu abudik televizyon programlarına… Analı kızlı bir yarışma var. Sunucu rol yapıyor herhalde. İticilik rolü. Anneleri kızlara düşman eden bir program. Ne gerek var zaten kuşak çatışması var aralarında. Toplumu germeyin daha fazla. Abarttım değil mi? Kabul ! Ama şu gerçek ki bu programa çıkan kızlar annelerinden de yaşlı gözüküyor, boyadan mı yoksa e harfini a, a harfini e söyleyişinden mi, kelimeleri yuta yuta yuvarlaya yuvarlaya anlamsız mimiklerle konuşmalarından mı kaynaklanıyor anlayamadım.
Bir de Esra Erol’ a çıkan bir fazlaca ısrarcı ablaya yapılan muamele de beni gıcık etti doğrusu. Hadi Esra Erol rol yapıyor işleri gırgıra vuruyor diyelim neden kendisine talip gelen bu aday Esra Erol’ a yapmayalım yazıktır günahtır umutlanıyor bak garibim demiyor bir reklam arasında. Rahatsız da olmuyor demek ki. Hadi o rahatsız olmuyor da orada programa çıkan avukatlar, psikologlar da mı engel olmuyor yahu ! Hayır bu kızı niye gönderirler o programa anası babası yok mudur yada ona velilik edeni onlar niye müdahale etmiyor ki. Belli ki var bir saplantısı !
Futbol programları da evlere şenlik zaten. 40 yaş üstü hafif futbol bilgisi olan ne kadar amca varsa toplamışlar bir programa hepsi ayrı telden çalıyor. Sunucunun saçları seyrelmiş onları susturayım diye. Çingene çadırı gibi. O kadar da hararetli tartışıyorlar ki bazen beyin kanaması geçirecekler diye ben ekran başından korkuyorum bağlanıp sakinleştirsem mi falan diyorum içinden ama yüzünde tüp patlamış bir abi veriyor da veriyor gazı. Tabi reyting kavgası ekmek kavgası malum. Hayır sonra insanlıktan nasibini alamamış iki kelimeyi bir araya getiremeyen ama bunlara rağmen milyonlarca dolar para kazanan futbolcular da ülkeyi kurtardıklarını sanıyorlar caka satmaya başlıyorlar.
Bir de özel kanallardan birinde bir dizi var efendim, ben her bölümde yuh oha çüş zincirleme şaşırma söylemlerini sıralayıveriyorum. Dizi esnasında programın kenarında 35 + simgesi konsa fena olmaz. Yada başlarken sigara paketlerinin üzerindeki uyarılar gibi çocuklarınız mafyacılık dizilerini, kabadayı siyasetçileri izlerse na böyle psikopat olur yazsa yeridir yani!
Reklam sürelerinin yayın süresini katlamasından dolayı program sunucusunun iki ayağının bir pabuca girmesinden, katılımcıların sözlerini ağızlarına tıkmak zorunda olmasından da aynı derecede rahatsızım !
Zaten önceden de söylenmişimdir bu konuda bilirsiniz insanların maddi yetersizliklerini önplana çıkartmanın reyting için her yol mübahtır mottosuna ne kadar karşı olduğumu. Ses, ev dekorasyon, bilgi yarışmaları, kadın programları hep insanların acılarından nemalanıyor. Sonra bir kodamanın el uzattığını görüyoruz; geçici bir memnuniyetle böyleleri olmasa halimiz harap diyoruz da ötesini sorgulamadan bu insanlar böyle olmuşken ben neredeymişim demiyor, aptal aptal sırıtıyoruz televizyon karşısında.
Zor iş topluma mal olmak, zor iş yayıncılık yapmak. İnsan varsa muhatabında hele ki. Sonuçta tek taraflı kitle iletişim aracı televizyonlar izleyenlerinin tepkilerini ölçemiyor bu yüzden. Yanlış anladın doğrusu bu yada bu program kakara kikiri programı herşey yalan dolan oyun kumpas düzmece takma kafanı bunlara diye uyaramıyor . Ve en çok da bunları küçük yaştaki çocuklar izliyor etkileniyor. Çünkü yetişme çağındaki her çocuk gördüğü resmi ve verilen her mesajı yorumlayamadan beynine nakşeder ve asla silemez. Bir gün bir fobisi ortaya çıkar. Nedenini bile anlayamaz. O fobinin nedeni; o çocuğun veya bireyin bilinçaltına bebeklik çocukluk çağlarında kazınmış olan o kötü resim ve o resmin ilk yarattığı etkinin mahsülüdür çoğu kez.
Diyorum hep bu Apple’ a yap bakalım şöyle bir televizyon yapabiliyorsan. Uyarsın, yorum yapsın, sıkıldın sen başka kanala geçireyim seni desin, sesini kısayım dur desin. Sıkıyorsa yap bunu. O zaman kim oyuncu kim değil o zaman öğreniriz. Tabi bunu Apple ın anlaması zor. Adamlarda televizyondan etkilenecek kadar zaman yok ki sosyaller. E malum Türkiye de dışarı çıkmak bile büyük maliyet özellikle büyük kentlerde! Hem zaten, bırakın anlamasını ulaşması da zor bu yazının zira okyanus ötesine kadar uzanmaz kollarım.
Bunu bildiğimden ve bu yazıyı okuyup harekete geçip böyle bir televizyon icat edecek muhtemel yerli mühendislerin muhtemelen bana telif ödemesi yapmayacağını bildiğimden daha çok atarlıyım bu aralar.
Ya sahi ben neden mühendislik okumadım ki! Mühendisler de sosyal konularda ziyadesiyle başarılı olabiliyor. Tüh yazık olmuş Süleyman Efendiye !